-- Diriliş Postası, Sağlıklı Bir Ümmet Olmak

KAFKASYA İSTİKLAL MÜCADELESİNDE NAİPLERİN ROLÜNÜ TAKDİR ETMEK

Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page

Kafkas Vakfı tarafından 3 Şubat 2018 tarihinde İstanbul’da Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “İmam Şamil: Bir Devlet İdeali” başlıklı bir panelde (1) Dr. Tsvetelina Tsvetkova tarafından sunulan “İmam Şamil ve Teokratik Devleti: Çatışmadan Birleşmeye” başlıklı tebliğin özetini geçen haftaki yazımda paylaşmıştım. Bu haftaki yazımda Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı Mehdi Nüzhet Çetinbaş’ın tebliği (2) ile kendi tebliğimi özetle paylaşmak istiyorum.

 

İmamat Devleti’nin Yapısını ve Yönetim Modelini Ortaya Koymak

“Devlet toplumun teşkilatlanmış üst yapısıdır. Toprak, insan ve egemenlik devlet için yeterlidir. Egemenlik hemen tüm devletlerde farklı şekilde anlaşılmış ve uygulanmıştır. Mesela, Kafkasya’da hapishane yoktu, ama suçlular mutlaka cezalandırılıyordu.

1789 Fransız İhtilalinden sonra gelişen ulusdevlet modeli birçok ülke tarafından benimsenmiştir ama Kafkasya o treni kaçırmış, ulusdevlet haline gelemeden Rus işgaliyle karşı karşıya kalmıştır. Ruslar “knez” denen prensliklerle yönetiliyordu. Bu knezlikler birleşip Moskova merkezli bir birlik oluşturdular ve yayılmaya başladılar. Bu yayılma girişiminde iki engel ile karşılaştılar: Kırım ve Kafkasya. Rusya, Osmanlı Devleti’yle savaşarak Kırım’ı -aynen bugün Ukrayna’nın elinden aldığı gibi- ele geçirmiş, Kafkasya üzerine ise birçok kanaldan yürümüştür…

İmam Şamil zamanında Karadeniz’den Hazar’a kadar tüm Kafkas halkları arasında din birliği sağlanmış durumdaydı. Bazı tarihçiler birinci imam olarak İmam Mansur’u kabul eder. Her ne kadar aralarında doğrudan bir bağlantı olmasa da kanaatimce sonraki imamlar da hareket modelini İmam Mansur’dan almışlardır. Zira o da tüm bölgelerde vaazlar vererek insanları cihada, gazavata davet etmiştir. Anapa Kalesi’ni kuşatması esnasında esir düşmüş ve nihayetinde Rus hapishanesinde şehit edilmiştir.

İmam Gazi Muhammed diğer arkadaşlarından üç yaş kadar büyük olup onlara ağabeylik yapmıştır. Bugünün üniversite mezunu düzeyinde tahsil görmüş olan bu liderler ana dilleri yanında Arapça ve Rusçayı da kullanıyordu. Gazi Muhammed, Hamzat Bek ve Şamil, her üç imam Molla Said Harekâni’den beşerî bilimler alanında dersler almışlardır.

Müridizm adı, imamların “gazavat” diye adlandırmış olduğu mücadeleye Rusların verdiği isimdir. Bu liderlerin hepsi bir şeyhin müridi olarak dergâhta tanışmışlar, tasavvuf kültürüyle yetişmişlerdir. Esasen tasavvuf daha çok pasif bir yöntemi ve insanın nefsini tezkiye etmesini esas alır. Bu yöntemde eylem yoktur. Dergâhtan eleman devşirip aksiyon ortaya koyan ilk imam Gazi Muhammed olmuştur. Arkadaşlarıyla bir kadro harekâtı başlatmıştır. Muhtemelen bu kadro İmam Mansur’un neden başarısız olduğunu çok iyi mütalaa etmiştir. Zira tüm Kafkas halklarından asker toplayarak 20 bin kişilik bir ordu kuran ve Anapa Kalesi’ni kuşatan İmam Mansur neden başarılı olamamıştı? Yeni kadro bu sorunun cevabın bulmuş olmalıdır: İmam Mansur iyi bir vaizdi ama kadrosu ve teşkilatı yoktu. Dolayısıyla kadro ve teşkilat konusuna büyük önem vermişlerdir.

Hamzat Bek, imameti Şamil’e bırakmadan önce Avar Hanlığını ortadan kaldırarak büyük bir hizmet vermiş oldu. İmam Şamil naiplik sistemini oluşturdu, her birini kendi yetkileriyle donatarak vilayetlere göndermiştir.

İmam Şamil, Osmanlılar gibi tarih yazıcılığına önem vermiştir. Muhammed Karahi’ye tüm olayları kayıt altına alma görevi vermiştir. Bugün o tarihlerde cereyan eden olayları ve savaşları en ince detayına kadar biliyorsak onun sayesindedir. Mehmet Akif Ersoy 1913 yılında hacca gittiğinde Şamil’in oğlu Muhammed Kâmil Paşa ile görüşmüştür. Paşa kendisine Arapça iki kitap vermiş, o da getirip Tahiru’l-Mevlevi’ye teslim etmiştir. Bu kitapların birisi Karahi’nin yıllar boyunca Arapça kaleme almış olduğu “Bârikatu’s–Suyûfi’d-Dağıstâniyye fi ba’dı Ğazavâti’ş-Şâmiliyye” isimli eser, diğeri de zayıf bir Osmanlıca ile eserin Türkçeye çevrilmiş nüshadır.

İmam Şamil gerçek bir devlet tesis etmişti. Medreseler kurmuş, baruthaneler açmış, silahlar üretmiş, toplar döktürmüştür. Mahkemeler ile diğer lüzumlu devlet kurumlarını da oluşturmuştur. Böylece 19. yüzyılın ortalarında Karadeniz’den Hazar’a kadar birleşik bir Kafkasya Devleti kurulmuş oldu.

İmam Şamil’den sonra imamet sistemi bitmemiştir. 29 yaşındaki Uzun Hacı ile Necmeddin Gotinski de siyasi önder anlamındaa birer imamdır. Son Rus-Çeçen savaşında da bu geleneği görüyoruz. Mesela Basayev, Şamil adını da alarak imamlık statüsünü kullanmıştır… “Nice küçük topluluklar, Allah’ın izniyle büyük kalabalıklara üstün gelmiştir!” (Bakara 2:249). Umutsuzluğa mahal yok…” (3).

 

Kafkasya İstiklal Mücadelesinin Uzun Soluklu Bir Ekip İşi Olduğunu Kavramak

İmam Şamil’in 147. vefat yıldönümü münasebetiyle düzenlenen ve moderatörlüğü de uhdeme tevdi edilmiş olan paneldeki “Naiplik Kurumu ve Naiplerin Kafkasya Mücadele Tarihindeki Yeri” başlıklı tebliğimi (3) kısaca şöyle özetleyebilirim:

16. yüzyılın ortalarından başlayarak üç asırdan fazla devam eden, ancak 1720’li yıllarda yoğunlaşan Rus yayılmacılığına karşı mücadele sürecinde en kapsamlı direnişi yöneten ve dünya çapında haklı bir üne kavuşan lider şüphesiz İmam Şamil’dir. Ancak Kafkasya’nın direniş ve istiklal mücadelesi tarihi İmam Şamil’den ibaret olmayıp kendisinden önce ve sonra birçok önderin büyük mücadeleleri yanında kendi döneminde olgunlaşan İmamat Devleti’nde ve şanlı gazavat direnişinde naiplerin önemli yeri ve işlevi bulunmaktadır. Nitekim, hiçbir başarılı ve uzun soluklu hareketin tek bir şahsın eseri olduğu iddia edilemez. Bu sebeple Kafkasya İmamat Devleti’nin ve Müritlik Hareketi’nin gelişmesinde ve yayılmasında imamlar yanında naiplerin de önemli katkısı olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

İmam Mansur ile başlatmamız gereken “Kafkasya İmamları” zincirinin ikinci halkasını oluşturan İmam Gazi Muhammed’in Ruslara karşı yürütmüş olduğu kıyama en başından beri katılan Şamil, Gazi Muhammed’in şahadeti üzerine onun yerine seçilen İmam Hamzat’ın da kısa bir süre sonra şehit düşmesinin ardından genç yaşta İmamet makamına seçilmiştir. Kendinden önceki iki imama danışmanlık yapmış olan ve on yıldır mücadelenin aktif ve önemli bir unsuru olan Şamil, imamete seçildikten sonra isabetli gözlemleri ve sağlam deneyimiyle devlet yapısını vilayetler ve niyabetler şeklinde yeniden oluşturmuştur.

İmam Şamil’in yeni devlet teşkilatında, üç veya dört naiplik bir vilayeti oluşturuyordu. Vilayetlerin başındaki naiplerin rütbesi daha yüksekti. Ayrıca, her biri birer savaş kahramanı olan bu yüksek rütbeli naiplerden Ahverdil Muhammed, Kabet Muhammed, Şuayıb Molla, Taşov Hacı, Danyal Sultan, Nur Muhammed, Hitinav Musa, Sadullah, Duba Hacı, Avarlı Hacı Yasul Muhammed, Hacı Murat, Muhammed Emin ve Şamil’in büyük oğlu Muhammed Gazi, gazavat hareketinde isimleri anılması gereken önde gelen naipler idiler.

İmam Şamil Karadeniz’den Hazar’a kadar her yere naipler tayin ederek, Kuzey Kafkasya’yı bir bütün olarak algıladığını göstermiştir. Hükümranlık bölgesini 20 ayrı vilayete ayıran İmam Şamil’in her vilayete atadığı naibi, aynı zamanda bir ordu komutanı idi. Naipler yönettikleri vilayetlerde eli silah tutan insanları kayıt altına alıyorlardı. Savaş zamanı her naip en hızlı şekilde emri altındaki birlikleri savaş alanına sevk etmekle yükümlüydü. En iyi döneminde İmam Şamil’in askerî gücü 60 bin civarına ulaşmıştı. Olağanüstü durumlarda kadın erkek herkes asker olarak görev alarak, bu sayı yüz bine çıkabiliyordu.

 

İmamat Devleti’nin Valileri Olan Naiplerin Donanımlı Devlet Adamları Olduğunu Fark Etmek

İmam Şamil’in; Çeçenya’nın Bukhlan-yurt aulunda doğan, İstanbul Harbiye Mektebi’nde okuyan, Mehmet Ali’nin Mısır ordusunda istihkâm zabiti olarak vazife gören, 1840 yılından itibaren kendi danışmanı, mühendisi ve naibi olarak hizmet eden, merkez karargâhında haritalar çizen Hacı Yusuf Safari gibi son derece donanımlı naipleri vardı.

Şamil’in Lak kökenli naibi Muhammed Emin; Ruslara karşı önemli başarılar kazanmış ve Çerkesya Naibi olarak atanmıştı. 1859 yılında İmam Şamil’in silah bırakmak zorunda kalmasından sonra da mücadeleyi Batı Kafkasya’da beş yıl daha sürdürmeye muvaffak olan Muhammed Emin, teknolojik ve askerî üstünlüğüne rağmen Rus ordusuna karşı sayıları yüzlerle ifade edilen Çerkes savaşçılarla birlikte uyguladığı başarılı gerilla taktikleriyle bölgedeki Rus ilerleyişine karşı güçlü bir direniş hattı oluşturmayı başarmıştı.

“Kafkas Millî Azatlık Hareketi’nin önder şahsiyetleri, hamasi kahramanlık yöntemiyle netice alınamayacağını, millî birlik oluşturacak bir ideoloji çerçevesinde manen ve maddeten birlik teşkil ederek mücadele etmenin şart olduğunu kavramış insanlardı. Bu birleştirici manevi güç, İslam temelinde şeriat esaslarına dayalı Nakşibendi tarikatının “aksiyon ideolojisi” hâline getirilmiş bir şubesi olan “Müritlik Öğretisi” idi… Naiplerin büyük ekseriyeti Kafkas azatlık gazavatlarında şehit düştüler. Mücadele ilerledikçe başka cihetlerden de direniş saflarına katılanlar olmuştur. Bunların başında ise Haci Murat ile Danyal Sultan gelmektedir.” (4).

 

Varlık, Özgürlük ve Haysiyet Mücadelesini İlelebet Sürdürebilmek

İmam Şamil ve naipleri, (Kuzey) Kafkasya halklarını bir devlet çatısı altında toplama yolunda ciddi çabalar ortaya koymuş ve bu doğrultuda önemli bir mesafe kat etmişlerdir. İmam Şamil’in ve naiplerinin; kendilerinden sonraki nesillere bıraktığı en büyük miras, özgürlük uğrunda savaşmak ve hakkı yayma uğrunda gözünü kırpmadan can vermek olmuştur.

Çar ordularının orantısız güç kullanımları ve olabildiğince zalimane saldırıları karşısında büyük bir kararlılıkla direniş gösteren Kafkasya bağımsızlık hareketi önderleri Kafkasya’nın bütünüyle kurtularak hür, bağımsız ve mesut yaşayacağı hususundaki umutlarını bir an olsun yitirmemişlerdir.

İmam Şamil başta olmak üzere, Kafkasya coğrafyasında yurdu, namusu ve İslamiyet’in bekası için canlarını vermiş tüm şehitlerimizin ruhları şâd olsun. Allah mekânlarını cennet, makamlarını âlî eylesin. Bizlere de sahip olduğumuz geniş imkânların kıymetini bilerek, Kafkasya istiklal mücadelesi önderlerinin çok büyük zorluklarla yürüttüğü varlık, özgürlük ve haysiyet mücadelesini sürdürebilecek bir bilinç ve liyakat bahşetsin…

 

Kaynaklar:

  1. https://www.kafkas.org.tr/etkinlikler/imam-samil-bir-devlet-ideali-paneli/, 03.02.2018.
  2. http://www.mehdinuzhetcetinbas.com.tr/, 12.02.2018.
  3. Fethi Güngör; “Kafkasya İmamı Şamil ile Naiplerinin Destansı Mücadelesi”, ‘Şeyh Şamil ve Kafkasya: Mücadele, Sürgün, İsyan’ kitabı içinde 7. Bölüm, (Ed. M. Ali Bozkuş ve Hakan Yazar), Kitabevi Yayınları, İstanbul, Aralık 2017, s.153-164.
  4. Yılmaz Nevruz; Umumi Kafkas Tarihine Giriş III, “Haci Murat” bölümü, (yayına hazır), İstanbul 2018.
Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page
İMAM ŞAMİL’İ VE “İMAMAT DEVLETİ”Nİ YAKINDAN TANIMAK
SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İ YÜZ YIL SONRA MİNNETLE YÂD ETMEK

Yorum yap

Yorum

  1. Kafkasyada ümmetin onuru olan imamlarımıza, şehitlerimize selam olsun. Allahualem, nezdi ilahide salih amel olarak kayda geçmiş olmalı ki, hala ilham kaynağımız olabiliyorlar, Peygamber aleyhisselamın izinden yürümüş olmak bu olsa gerek hocam. Aliya İzzetbegoviç gibi mesela! Hepsini dua ile anıyorum. kalemine kuvvet, bereket dilerim.