CEMAAT-İ İSLAMİ ŞEHİDLERİNİN ÇAĞRILARINA DUYARSIZ KALMAMAK

“Yoksa siz, (yalnızca) hacıları suvarmayı ve Mescid-i Haram’ı ziyaret edip tamir etmeyi, Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman etmek ve Allah yolunda cihad edip elden gelen gayreti göstermekle eşdeğerde mi tutuyorsunuz? Allah’a göre bunlar birbirine eşdeğer değildirler. Ve Allah, değerleri yerinden etmiş bir toplumu doğruya yöneltmez.

BANGLADEŞ VE CEMAAT-İ İSLAMİ PRATİĞİNDEN DERS ALMAK

Bangladeş’te hukuksuz yargı düzenekleriyle idam edilen Cemaat-i İslami önderlerinin şerefli duruşları, hikmet dolu vasiyetnameleri ve vecize değerindeki son sözleri, ümmet-i Muhammed’in dikkatini gözden ve gönülden ırak düşmüş mazlum Bengal kardeşlerinin üzerine çekmeyi başardı. Elbette bu dikkatin inayetle desteklenip desteklenmemesi ümmetin haysiyet ve hamiyetine kalmış bir husustur.

BOZGUNCULUK, MÜNAFIKLIK VE KÖTÜ AHLÂKTAN ALLAH’A SIĞINMAK

“Onları gördüğün zaman görünümleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!” (Münâfikûn 63:4). “Allâhumme innî e’ûzu bike mine’ş-şiqâqi we’n-nifâqi we sûi’l-ahlâq: Allah’ım!

FİTNE ATEŞİNİ ELBİRLİĞİYLE SÖNDÜREBİLMEK

“Siz ey insanlar! İyi bilin ki Allah’ın vaadi gerçekleşecektir! Şu halde dünya hayatı sizi asla ayartmasın! Dahası, aldatıcının hiçbir türü sizi Allah (hakkındaki asılsız düşünceler) ile aldatmasın!” (Fâtır 35:5). “Men ğaşşenâ feleyse minnâ: Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman 164; Fiten 16).