Şubat 1986’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin mezun olmaya hazırlanan ilk öğrencileri olarak gerçekleştirdiğimiz umre ziyaretimizde bir hafta süren karayolu seyahatimiz nihayete ermişti. “Lebbeyk” nidalarıyla Mekke-i Mükerreme’ye giren otobüsümüz bir yerde durmuştu. Binaların arasından Kâbe-i Muazzama’nın bir kısmını gören grup coşmuştu. Hayatımızda ilk kez Kâbe’yi görmenin verdiği heyecan doruktaydı.