-- İnsanlığın Sorunlarıyla Yüzleşebilmek

AVRUPA’DA TIRMANAN İSLAM DÜŞMANLIĞINA DİKKAT ÇEKMEK

Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page

Avrupa’da tırmanmaya devam eden İslam düşmanlığını yıl boyunca izleyip durumu detaylı bir yıllık raporla dünya kamuoyuna duyuran SETAEuropean Islamophobia Report 2018” başlıklı çalışmasını yayımladı. 21 Eylül Avrupa İslamofobi ve Dinsel Hoşgörüsüzlüğe Karşı Mücadele Günü münasebetiyle yeniden gündeme gelen ve çeşitli etkinliklerle tanıtılan rapor, öncelikle İslam düşmanlığına varan Müslüman karşıtı ırkçılığın ulaştığı boyutları ortaya koymak suretiyle bu olumsuz gidişata müdahil olması gereken Avrupalı karar alıcılara yardımcı olmayı amaçlıyor.

Yeni Zelanda’da 15 Mart 2019’da gerçekleşen ve 51 kişinin ölümüne, 49 kişinin de yaralanmasına yol açan Christchurch terör saldırısı, İslamofobi (İslam korkusu, daha doğru ifadesiyle İslam düşmanlığı) ile mücadelenin küresel barış ve hakkaniyet açısından ne denli önemli olduğunu ortaya koymuştur.

EUROPOL tarafından yayımlanan “AB Terörizm Durum ve Eğilim Raporu” başta olmak üzere konuya ilişkin birçok araştırma, Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı terörizmin tehlikeli yükselişine dikkat çekmektedir. Ama ne yazık ki bu çalışmalar, aşırı sağı yönlendiren “Müslüman karşıtı ideolojik yapı”dan asla bahsetmemektedir. İşte SETA’nın yayımladığı “Avrupa İslamofobi Raporu 2018”, Müslüman karşıtı ırkçılığın Avrupa’da 2018 yılındaki yükselişini doğrudan ya da besleyen temel dinamikleri kapsamlı şekilde ele almaktadır.

Editörlüğünü Enes BAYRAKLI ile Farid HAFEZ’ın üstlendiği SETA Avrupa İslamofobi Raporu 2018, ırkçılık ve insan hakları konularında uzmanlaşmış 39 yerel araştırmacı, uzman ve sivil toplum aktivistinden oluşan geniş bir kadroyla, İslamofobik söylemin Avrupa kamuoyunda nasıl normalleştirildiğini ve Müslüman karşıtı ırkçılığın iş yerlerinde, eğitimde ve adalet sisteminde Müslümanlara ve kurumlarına yönelik şiddet eylemlerine nasıl zemin hazırlandığını göstermektedir.

SETA ve Leopold Weiss Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen Avrupa İslamofobi Raporu projesi, finansal açıdan Avrupa Birliği tarafından da desteklenmiştir (1). Kapsamlı EIR 2018 raporunun (2) sonuçlarını özlü biçimde önümüze koyan inografik çalışmasını esas alarak durumun vahametini birlikte görelim (3).

Avrupa’da İslam Düşmanlığının Boyutlarını Sayılarla Tespit Etmek

“Avrupa ülkelerinin ezici bir çoğunluğu İslamofobi vakalarını ayrı bir nefret suçu sınıfı olarak kaydetmemektedir. Müslüman karşıtı/İslamofobik suçların polis tarafından ayrı bir nefret suçu sınıflandırması altında kaydedilmesi bu sorunun gerçek boyutunu açığa çıkarma ve bu sorunla mücadele için karşı stratejilerin geliştirilmesi adına önem arz etmektedir. Avrupa Birliği’nde (AB) ayrımcılığa uğrayan Müslümanların yalnızca yüzde 12’si başlarından geçen olayları yetkili makamlara bildirmektedir. Eksik raporlamanın Müslümanların farkındalığı ve bürokrasinin bu meseleleri ele alması üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır.” (EIR 2017).

“Ülkelerde değişiklik gösteren rakamlar farklı bir bilinç ve örgütlenme boyutuna işaret etmektedir:

Belçika: 2018’de kaydedilen 70 İslamofobik vakada kurbanların yüzde 76’sı kadın, yüzde 24’ü erkektir. İş yerinde ayrımcılık vakalarının yüzde 84’ü İslamofobiyle ilgilidir. İslamofobinin yüzde 29’u sanal ortamda gerçekleşmiştir.

Avusturya: 2018’de 540 İslamofobik vaka kaydedildi ve 2017 rakamlarıyla kıyaslandığında Müslüman karşıtı ırkçı eylemlerde yaklaşık yüzde 74 artış görüldü.

Bosna: Müslüman karşıtı 12 saldırı rapor edildi.

Fransa: 2018’de 676 vaka belgelendi (yüzde 52 artış). Bu vakalar arasında 20’si fiziki saldırı (yüzde 3), 568’i ayrımcılık (yüzde 84) ve 88’i nefret suçu oldu (yüzde 13).

Almanya: 2018 yılında polis istatistiklerine göre; Müslümanlara karşı 678 saldırı, camilere 40 saldırı, Müslüman mültecilere 1.775 saldırı, sığınma evlerine 173 saldırı ve yardım çalışanlarına karşı 95 saldırı gerçekleşti.

İtalya: Sosyal medyada nefret söylemi konulu bir rapora göre nefret içerikli tweetlerde 2017’ye kıyasla (Mayıs-Kasım, yüzde 32-45) 2018’de artış görüldü (Mart-Mayıs, yüzde 36-93).

Finlandiya: 2017’de Finlandiya’da yaşayan yabancı vatandaşlar arasında Afganlar en sık etnik veya ulusal kökenden kaynaklı nefret suçuna maruz kalan yabancılar oldu. Din temelli nefret suçları 2016’ya kıyasla yüzde 58 artış gösterdi. En sık karşılaşılan kurbanlar Müslümanlar oldu.

Hollanda: Düzenlenen bir ankette 18 farklı camiden 55 katılımcının 21’i camilerinin zaman zaman düşmanca saldırıların hedefi haline geldiğini bildirdi. Bu camiler toplam 47 vakayla uğraşmak durumunda kaldı; bunlardan 11’i tehdit, 7’si domuz başının bırakılması ve 6’sı da camilere çizilen hakaretamiz ifadeler ve sembollerle cami ziyaretçilerine yönelik sözlü saldırganlık oldu. Polise bildirilen toplam 151 dinî ayrımcılık vakasının yüzde 91’inin Müslümanlarla ilgili olduğu bildirildi.

Birleşik Krallık: İngiltere ve Galler’deki dinî sebeplerle işlenen suç oranı 2011-2018 arasında yüzde 415 arttı. Dinî tahrikle işlenen 5 bin 680 suçun yüzde 52’si Müslüman kişilere yönelikti.”

Avrupa’da Müslümanlara Karşı Artan Şiddetin Kaynağını Görmek

“Şiddet eylemleri ırkçı canavarlaştırma esaslı şiddet ideolojisinin bir sonucudur. Müslümanlar giderek yalnızca inançlarından dolayı şiddet kurbanı olmaktadır:

Avusturya: Temel askerlik görevini yerine getirmekte olan on sekiz yaşındaki asker Mario S. bir okulun önünde silahla ateş açtı. Arap kökenli bir öğrenci yaralanırken polis olayın arkasında ırkçı bir motivasyon aramadı.

Belçika: Anderlues’ta 19 yaşında Müslüman bir kadın saldırıya uğradı ve tecavüz girişimine maruz kaldı. Saldırganlar mağdura yönelik ırkçı ve İslamofobik sözler sarf etti…

Bosna: Banja Luka’daki yeniden inşa edilen Ferhadiye Camii’ne birkaç el ateş edildi. Uzun bir aradan sonra memleketine dönen Bosnalı Hamed Vrazalica’nın Sokolac’taki mülkü kundaklanarak tahrip edildi.

Bulgaristan: Gradnitsa köyü ve Dobriç Müslüman mezarlıkları kirletilerek mezarlara saygısızlık edildi.

Estonya: Tallinn’deki Estonya İslam Merkezi’nin cephesine İslam karşıtı slogan yazıldı. Sloganda “Onu bombala! İslam’ı izole et, onların günahlarını hatırlamıyor musunuz? Tanrı’ya güveniriz. Neden?” ifadeleri yer aldı.

Finlandiya: Vantaa’da Pakistanlı bir göçmen üç beyaz Finli gencin hunharca saldırısına uğradı, 20-30 kez bıçaklandı, balta aracılığıyla defalarca yaralandı ve kurbanın kafatasında kırık meydana geldi.

Fransa: Fransız polisi Fransız Müslümanlarına yönelik helal gıdaların zehirlenmesi, yüzlerce imamın öldürülmesi, Müslüman kadınlara fiziksel saldırı, terör saldırısı ve “radikal” olduğunu düşündükleri camileri itibarsızlaştırmayı planlayan Operasyonel Güçlerin Eylemi (AFO) adlı aşırı sağcı terörist örgütün birkaç üyesini tutukladı. Bu kapsamda tutuklanan on kişinin tamamı avcı veya atıcılık sporuyla meşgul kişilerdi. Polis ayrıca patlayıcı üretim laboratuvarları gibi farklı yerlerde silah tesisleri buldu. Bazılarının yasal olarak sahiplerine ait olduğu 15 tabanca ele geçirildi. Polise göre AFO “İslam’a direnmek” üzere terör saldırıları ve eğitimi planlayan 100 üyeden oluşan bir ağdır.

Yunanistan: Aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu Afganlı mülteciler Midilli Adası’nın kasaba meydanında toplanarak iltica kartlarının verilmesindeki gecikmeyi protesto ettiler ancak gece boyunca aşırı sağ grupların saldırısına maruz kaldılar. Bu esnada “Hepsini Yakın” gibi ırkçı sloganlar duyuldu. Olaylarda 28 kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

İtalya: Bir İtalyan vatandaşı Senegalli Müslüman bir sokak satıcısını ateş ederek öldürdü. 3 Şubat’ta Macerata’da Nijeryalı 6 göçmen ateşli silahla yaralandı. Terör saldırısı neo-faşist gruplara yakınlığıyla bilinen ve seçimlere Kuzey Ligi adına katılan eski aday İtalyan Luca Traini tarafından gerçekleştirildi. Din değiştirerek Müslümanlığı kabul eden ve yerel bir caminin bekçisi olan bir İtalyan sokakta yürürken rencide edilerek acımasızca dövüldü.

Kuzey Makedonya: Pirlepe Belediyesi [sınırları içindeki] Erekovci köyünün 350 yıllık camisi yakıldı.

Polonya: Katowice Merkez Tren Garı’nda üç Arap öğrenci ondan fazla erkeğin saldırısına uğradı. Saldırganlar öğrencileri tren raylarına itti ancak (olay yerindeki) güvenlik görevlileri müdahalede bulunmadı.

Sırbistan: Belgrad’daki Temyiz Mahkemesi Temmuz 1992’de Bosna Hersek’in Skocic köyünde bir caminin yıkılması ve 27 Romen sivilin katledilmesinden sorumlu “Sima’nın Çetnik’leri” isimli paramiliter grubun üyelerinin beraatını onayladı.

İspanya: Denia’da iki Faslı erkek neo-faşistlerin saldırısına uğradı. Carrus, Hernani, Barcelona ve Valencia’da camilere barbarca saldırılar düzenlendi.

Birleşik Krallık: Leeds’teki Ebu Hüreyre Camii ve Manchester’in Cheetham Hill bölgesindeki Felah Mescidi İslami Merkezi kundaklandı.

Ukrayna: Bilohirsk/Karasubazar’da bir cami bilinmeyen kişilerin barbarca saldırılarına maruz kalırken duvarlara Nazilerle ilişkili yazılar yazıldı.”

Avrupalı Siyasetçilerin İslamofobik Açıklamalarını Rapor Etmek

“Çoğunlukla aşırı sağcılardan oluşan üst düzey siyasetçilerin Müslümanlar hakkındaki İslamofobik söylemleri Müslümanlara karşı uygulanan ırkçılığı normalleştirmektedir. Bu durum kamusal alanda ırkçı söylemlerle ilgili telaffuz edilebilirlik ve genel olarak kabul edilebilirlik eşiğini düşürmekte ve Müslümanların insan ve vatandaşlar olarak ayrımcılığa uğramasına meşruiyet kazandırmaktadır:

Bosna: Sırp Cumhuriyeti Devlet Başkanı Milorad Dodik: “Bosna’da ezan okuyan imamlar uluyor.”

Bulgaristan: Savcı Nedyalka Popova: “Müslümanlar yüzde 30 olduklarında devlet tehlikeye girmiş olacaktır. Onlar seçimler sırasında manipüle edilmeleri kolay yekpare bir kitle ve neredeyse askeri bir yapı.”

Çekya Cumhuriyeti: SPD Partisi’nin Ustecky bölgesi Başkan Yardımcısı Dominik Hanko: “Onlara göre biz günahkârız; zındık köpekleriz… Çekirgelere benziyorlar, bulundukları her yerde etraflarındaki her şeyi mahvediyorlar.”

Fransa: Fransa eski içişleri bakanı Gerard Collomb istifa konuşmasında; “Bugün yan yana yaşıyoruz… Korkarım ki yarın karşı karşıya geleceğiz” dedi. Collomb üstü kapalı olarak Fransız Müslümanlar ile Fransızları birbirlerine düşman olarak tasvir etti.

Macaristan: Başbakan Viktor Orban: “Rengimizin, geleneklerimizin ve ulusal kültürümüzün diğerlerininkilerle karıştırılmasını istemiyoruz. Bunu istemiyoruz. Bunu hiç istemiyoruz. Çoğulcu bir toplum olmak istemiyoruz.”

İrlanda: Kimlik İrlanda lideri Peter O’Loughlin İslam’ın Avrupa’daki şehirleri “imha ettiğini” iddia ederek Kilkenny’de bir cami yapılması gerektiğinde “şeriat mahkemeleri”, “tecavüz çeteleri” ve “özel yetiştirilmiş çeteler” riskine karşı uyarıda bulundu.

İtalya: İçişleri Bakanı Matteo Salvini bugünlerde İslam’ın bir tehlike olduğunu ve gelecekte kendi hükümetinin İtalya’daki düzensiz İslam varlığını durduracağını söyledi.

Hollanda: Geert Wilders arka planda korku müziği olan kampanya videosu yayımladı. Videoda kırmızı harflerle “İslam Yahudilere, Hristiyanlara, kadınlara ve eşcinsellere karşı nefretin savunucusudur” yazılı bir metin görüldü. Videonun sonunda kırmızı harflerle “İslam ölümcüldür” yazıyordu ancak kırmızı harfler bu kez damlayan kana benziyordu.

Romanya: Senatör Vasile Cristian Lungu: “Avrupa şehirlerinde çok büyük sayılarda ‘şiddet suçları’ –özellikle tecavüz, suçlar ve soygunlar ve terör saldırıları– Müslümanlar tarafından işleniyor.”

Slovakya: Milletvekili Stanislav Mizik, “Avrupa’nın kürtajı tanımayan İslamcı işgalcileri koruduklarını ve bu işgalcilerin şeriatı yürürlüğe koyduklarında ilk önce yok edeceklerinin kötü niyetli STK’ların temsilcileri olacağını” söyledi.

Slovenya: Slovenya Milli Partisi Başkanı Zmago Jelincic Plemeniti mülteciler için; “Kafa keserler, her cinsiyetten küçük çocuklara tecavüz ederler, sokaklarda kan dökerler…” dedi.”

Avrupa’da İslamofobinin Yasallaştırılmasına Zemin Hazırlandığını Görebilmek

“Hükümetler ve siyasi partiler Müslümanları dinî bir cemaat olarak hedef alan ve onlara diğer dinî toplulukların üyelerinden farklı şekilde muamele eden yasaları talep etmekte ve uygulamaktadır:

Avusturya hükümeti camileri ve Avusturya İslam Cemiyeti’ni (IGGÖ) kapatma girişiminde bulundu. İktidardaki ÖVP genel sekreteri öğrencilerin oruç tutmalarının yasaklanmasını talep etti.

Bulgaristan’da belediyeler belli dönemlerde Cuma hutbeleri ve ezanlar için para cezası kesiyor. Bir Avrupa Parlamentosu üyesi ve VMRO Partisi başkan yardımcısı hutbe ve ezanlara yönelik kontrol ve yasaklama için resmî talepte bulundu. Eski Zağra Belediye Meclisi bölgedeki Türkçe-Arapça yer isimlerini Bulgarca isimlerle değiştirme faaliyetine yeniden geri dönülmesine karar verdi. Girişimin sonucu olarak orijinali Türkçe-Arapça olan 838 yer ismi değiştirildi.

Kosova: Çalışma saatleri içinde polis memurlarının namaz kılma hakları sınırlandırıldı.

Kuzey Makedonya: Radovish’teki Krste Petkov Misirkov İlkokulu, okul tesislerinde iftar yemeği düzenlemesine izin verdiği için para cezasına çarptırıldı.

Slovakya: Dinî İnanç Özgürlüğü, Kiliselerin ve Dinî Toplulukların Statüsü başlıklı ve 308/1991 sayılı Kanun’da değişiklik: Kanun (a) Slovakya’da kiliselerin ve dinî toplulukların kayıtlı hale gelmesi için gerekli imza sayısını 20 binden 50 bine çıkardı, (b) kilise veya dinî topluluk üyesi imza sahiplerinin Slovakya Cumhuriyeti vatandaşı olmaları şartını getirdi, (c) imza sahiplerinin kişisel verileri ibraz etmek suretiyle imzalarını tasdik etmeleri şartını getirdi. Bu kayıt şartları ayırımcıdır, zira Slovakya’da halihazırda kayda geçirilmiş on sekiz kilise ve dinî topluluktan sadece dördü söz konusu şartları sağlamaktadır.” (3).

Avrupa medyası da Müslüman karşıtı ırkçılığın yeniden üretilmesi ve İslam düşmanlığının normalleştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır:

“Koha Jone gazetesinde yayımlanan bir makalede Arnavutluk Devlet Arşivleri eski müdürü Gjet Ndonji, Arnavut Müslümanları “barbarlar” ve “Asya enfeksiyonu” kapmış sömürgeciler olarak tanımladı.

Danimarka: İran kökenli Danimarkalı Jaleh Tavakoli’nin kaleme aldığı “Bebek Seksi Bile Ana Akım İslam’dır” başlıklı blog yazısı sağ kanat Jyllands-Posten sitesinde yayımlandı.

Fransa: Sol kanat mizah dergisi Charlie Hebdo, sol Öğrenci Birliği UNEF başkanlarından Maryam Pougetoux’nun bir karikatürünü –yüzünü maymuna benzeterek- yayımladı.

Magyar Idok gazetesi sözde İslam tehdidi uyarısında bulundu: “İslam Camiler İnşa Ederek Macaristan’ı İşgal Ediyor!”

Irish Sun gazetesi “Geçen Yıl Londra Köprüsü Saldırısına Katılan Teröristin Arkadaşı İrlanda’da En Az 150 Aşırı İslamcının Yaşadığını İddia Ediyor” başlığıyla yayımlandı.

Hollanda’da sağcı gazete De Telegraaf; “Müslüman bir teröristi” (!) tanıma yollarını açıklayan bir ön sayfayla yayımlandı. Aynı gazete “Cami Ziyaretçisi: ‘Hollanda Sürekli Gizli Gizli Dolaşan Zehirli Bir Yılandır” başlığı taşıyan bir makale yayımladı.

Romanya’da online (liberal/tabloid) EVZ gazetesi; “Sessiz Cihad. Gizli Bir Soruşturmada Müslüman Göçmenler Hakkında Endişe Verici Bulgular. Radikal İslam ve Avrupalılara Yönelik Nefret” başlıklı makale yayımladı.

Slovenya’da merkez sağ Demokracija gazetesinde yayımlanan bir makalede, göç ve İslam’ın Avrupa ile Avrupa medeniyeti için bir tehdit olduğu işlendi.” (3).

Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşları listesinde ilk sırada yer alan ve Ankara, İstanbul, Washington D.C., Berlin ve Kahire’deki ofislerinde güncel sorunlara ilişkin etkin faaliyetlerine devam eden SETA’nın “European Islamophobia Report 2018” isimli kapsamlı raporunun muhataplarına etkili yollarla ulaştırılması ve büyük emek mahsulü bu raporun Avrupa’da tırmanan İslam düşmanlığının kontrol altına alınmasına katkı sunması temennisiyle…

Kaynaklar:

  1. (2019). “Avrupa İslamofobi ve Dinsel Hoşgörüsüzlüğe Karşı Mücadele Haftasında “Avrupa İslamofobi Raporu 2018” Yayında”. https://www.setav.org/avrupa-islamofobi-raporu-2018-yayinda-eir2018/, 27.09.2019.
  2. BAYRAKLI, Enes ve Farid HAFEZ (Eds). (2019). European Islamophobia Report, SETA, Ankara, 844 s.
  3. EIR 2018, https://www.setav.org/kategori/infografik/, 37 s., 30.09.2019.
  4. GÜNGÖR, Fethi. (2016). “2015 Avrupa İslamofobi Raporu’nu İnsanlığın Dikkatine Sunabilmek”.
    https://fethigungor.net/dirilis-postasi/2015-avrupa-islamofobi-raporunu-insanligin-dikkatine-sunabilmek/, 22.04.2016,
    https://www.fethigungor.net/dirilis-postasi/2015-avrupa-islamofobi-raporuna-hak-ettigi-ilgiyi-gosterebilmek/, 06.05.2016.
Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page
MÜLTECİLERİN DENİZLERDE BOĞULMASINA MÂNİ OLMAK

Yorum yap

Yorum

  1. Avrupalı müminler/Müslümanlar ile diğer diyarlardaki müminler/Müslümanlar arasında bir sorun olmamalıdır. Aynı şekilde Resul ve Kitaplara inanan kişiler arasında da geçimsizlik ve aykırılık olmamalıdır. Allah’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler kurtulacaktır (2/62). Siyasi, ekonomik ve işe yaramaz güç sahibi olan kalabalıkların kendi aralarındaki dalaşma ve kavgaları, elbette inananları huzursuz ediyor, en çok da müminleri… Türkiyeli Müslümanım diyen insanların tamamına yakını Avrupalı insanları “gavur” sanıyor, aynı şekilde Avrupalı nasara da Türkiyeli insanları “barbar gavur” sanıyor, ikisi de yanlış; oysa iki tarafta da inanan insanlar var… Cahiliye kuvvetli! Nedir cahiliye? Herkesin sandığı gibi, “bilgisizlik” değil, bildiğini bilmezlikten gelmektir. Dikkatle bakılırsa bu görülebilir…